bilhassa kalabalık ortamlarda “chat fobisi”, gereğinden çok yemek yememize, içki içmemize ve sigara içmemize neden olabileceği için, ‘sağlıksız’ bir hal şekilde tanımlanabilir!

Kısa sohbetlerin en zor bölümü, genellikle, açılış cümleleridir.
“Parti çok aşırı güzel. Herkes çok aşırı eğleniyor.”
“Eğitim çok iyi geçiyor. Verilen örneklerin hepsi uygulamaya yönelik, gerçek örnekler.”
“Daha önce bu konuda bir konferansa katılmamıştım. Konu çok fazla enteresan.”
“Buranın yemekleri bayağı güzelmiş.”
bu gibi cümleler, iletişim sürecini başlatmak için kullanılabilecek örnekledir.

yanıt gerektirdikleri için, sohbeti açmak için soru sormak da müsait bir teknik olabilmekte – nebati yanıt veren kişiyi zor durumda bırakabilecek bir soru bulunmadığı sürece.
“Bugün bu trafikte nasıl gelebildiniz?”
“Hiç golf oynadınız mı?”
“Hangi bölümde çalışıyorsunuz?”
Ayaküstü yapılan sohbetlerde insanların karşılıklı olarak takdirini çekecek müşterek bir chat konusu bulmak kolay olmayabilir. Bu süreci kolaylaştırmak için uygulayabileceğimiz bazı hazırlık teknikleri bulunuyor:

1. Günde en az bir gazete ve ayda birkaç dergi okuyun. öteki bir şehir yada ülkede olduğunuz hallerde yerel yayınlara da bir göz atmayı unutmayın.
2. çevrenizi gözlemleyin. Hava durumu, kültürel etkinlikler, yapı halindeki yeni yapılar, trafik – herşey bir chat konusu olabilmektedir.
üç. Sektörel dergileri ve web sitelerini takip edin. Bu yayınlar, işinizle ilgili güncel bilgiler almanızı sağlayacaktır. Bu tür gazete ve dergilerde yer alan yeni terfi ve transfer olup bitenleri, yeni tanıştığınız bireyler ile ortak tanıdıklar bulmanıza dahi destekçi olabilmektedir.
4. ilginç hikayeler, istatistikler ve durumlardan oluşan yazılı bir veri tabanınız olsun.
Bunların dışında kısa sohbetlerde değinilebilecek konular kadar, değinilmemesi gereken konulara da dikkat etmek lazım:

Tweet