GÖNÜL
Yalnızlığımla barınıyorum işte,
Çat kapı seslerinden uzakta…
Kızarmış bir ekmek buğusunda,
Yüreğe sürecek bir dost dersen,
Avuntusunda gönül, yok işte…
Gecemle gündüzüm karıştı
Serçelerin cıvıltısından uzakta…
Sabah simitlerinin gevrekliğinde,
Yanında bir bardak çay dersen,
Tazeliğinde susamın gönlün, yok işte…
Karanlığımla barışıyorum
Işığın aydınlatan yüzünden uzakta…
Güneşin o kavuran sıcağında,
İçimi ısıtan bir iki cümle dersen,
Ocağında yanıyor gönül, yok işte…
Gönül yokluğun tasında oynaşıyor
Bir damla şiirden uzakta…
Bir mumun aydınlatan alevinde,
Yazacak bir iki beyit dersen,
Can evinde doğmuyor gönül, yok işte…
İçimle avunuyorum yine
… ve yenilir yutulur şey değil bu…
Muhabbetin doyulmaz deminde,
Sür, atını diyecek bir dost dersen,
Dostumun da geleceği yok, gönül yok işte…
Yazan: Murat İnce
Ekleyen : KaKTüS - Tarih: 01 Aralık 2014 - 19:48 - Okunma Sayısı : 4.638 views
BENZER İÇERİKLER
İlginizi Çekebilecek Diğer İçeriklerimizDİĞER YORUMLAR
Yorumlarınızı Paylaşabilirsinizöyle bir gönül olmalıki hatanı yüzüne degil öyle bir gömül olmalıki sevgiyi yüzüne öyle bir gönül olmalıki bir gönülde 2 yasamın olmadıgı…Kaktüs hanım tşkederim paylaşım güzel … (emege saygı )
Gönül neden sever? Gönül sebepsiz sever. Gönül nasıl sever? Gönül dolu dolu sever. Gönül neyi sever? Gönül sevilmeye değer bulduğunu sever.Şairin dediği gibi bazen bir simit yerken bazen karanlıkta bazen yalnızlığında bazen Serçelerin cıvıltısında dostlarını sevdiklerini hatırlayabilmektir Gönül..Kaktus hanım emeğinize sağlık
Bazen bir çizgi çekmek mümkün olsa, şu andan öncesini iyi yada kötü, her neyse o çizginin ardında bırakabilecek olsak, yapabilsek bunu.İşte o zaman anı yaşayabilirdik belki.Bilemiyorum o zaman şu an o kadar değerli, kıymetli olabilir miydi ? Her şeye yeniden başlamak mümkün müydü acaba.Yeniden tanışmak, yeniden tanımak, yarınları şimdiki davranış ve duygularımızla yazmak.Sanırım mümkün olmazdı.Yoktan bir şey inşaa edemezdik ki insani vasıflarımız buna elvermezdi.Eğer bu matah bir şey olsa alzheimer hastalık olmaz ve buna çare aranmazdı değil mi ? Hep anı yaşamaktan bahsederdi tüm bilgeler, çok bilmişler, çok okumuşlar, ulemalar, böyle bir şey yok.Bu masalda sakın ola ki kanmayın.Geçmiş olmazsa bu gün, bu gün olmadan yarın imkansız, her yaşadığınız anın özel ve değerli olması bundandır.Unutulmazdır her an sadece hafızaya kazınandır, yeri geldiğinde her şey ama herşey hatırlanır istemsiz bir refleksle…
Yalnızlık diyorlar bana hiç yalnız kalmamış, yalnızlık hakkında üç aşaği, beş yukari fikri olmayanlar.Yalnızlık nedir siz bilir misiniz ? Yalnızlık beş duyu organının sana bildirdiği algilarının hepsinin yalan olduğunu yada hissetmediğini anladığın zamandır, bunu anlamak demek yaşadığını, yaşanmışlıklarını hatirlayip onlarsız zevksiz, isteksiz, amaçsız, hissiz yaşıyor gibi yapmaktır.Aşk dedikleri de işte aslinda tüm bu yoksunluklarin, yoksulluklarin zıddıdır.Aşk gerçekten yaşamaktir.Bir ekmeğin kokusunu doya doya almak, omzuna konan kelebekten sevinç kıvanç duymak, eğilip yol kenarındaki kediyi okşama isteğidir, konuştuğunda ağzindan dükülen ışıklı kelimelerdir, köşeyi dönünce heyecanlanıp karşina çıkacağini düşünmektir, gününde gün güneş gibi aydinlik, gecende sanki ağzindan ay ışığı fışkırıyor gibi hissetmek ve çevrendeki ayran, hayran bakişlari gülüşleri fark etmektir.Aşk bir ırmaktır akar her damlasında ayri bir yol birleşiminde yüksekten akan taşlari döven çağlayandir.Aşk ile başlayan her cümlenin sonu üç noktadir…
KATEGORİLER
Site içi KategorilerimizTOP 10
En çok okunan içeriklerPOPÜLER İÇERİKLER
en çok yorumlanan, en popüler olanlar.